İrtibatı Koparmayalım!
ağzının içine bakmak deyimi
(birinin) (1) söylediklerini beğeniyle, hayranlıkla dinlemek. örnek: O ne öyle, oğlanın ağzının içine bakmaktan kurtul da sen de bir şeyler söyle. (2) (o kimse) belli bir konuda ne derse ona uymak ve onu uygulamak. örnek: Karısının ağzının içine bakar o, onun için çok bir şey beklemeyin.
- cila çekmek
- yol kesmek
- çöpe dönmek
- adımını sıklaştırmak
- anası sarımsak, babası soğan (ya da anası turp, babası şalgam)
- düşman çatlatmak
- dalga motor
- ağzından düşürmemek
- eline çabuk
- açıl susam açıl
- nalıncı keseri gibi kendine yontmak
- pireyi deve yapmak
- dar kafalı
- ateş püskürmek
- bir yastıkta kocamak
- cin ifrit olmak
- batağa saplanmak
- rayına girmek
- delik deşik etmek
- kan çıkmak
- bayramlık ağzını açtırmak
- neden sonra
- çeyreğe muz
- elinden iş çıkmamak
- merak etmek
- arkasından atlı kovalarcasına
- geçim yolu
- başı dertte olmak
- acemi öğretmeye vakti olmamak
- gönlü gözü gani
- kulak asmamak
- balıklama atlamak
- efendi efendi
Son Sorgulanan Deyimler
Deyim
Anlamı
(birinin) (1) söylediklerini beğeniyle, hayranlıkla dinlemek. örnek: O ne öyle, oğlanın ağzının içine bakmaktan kurtul da sen de bir şeyler söyle. (2) (o kimse) belli bir konuda ne derse ona uymak ve onu uygulamak. örnek: Karısının ağzının içine bakar o, onun için çok bir şey beklemeyin.
bulduğu iyi şeylerle yetinmeyerek, durumu iyileştikçe daha iyisini, daha çoğunu istemek.
bol bulunan bir şey elden kaçtı diye üzülmemeli, yenisi sağlanabilir.
(1) Kötü, bozuk olan durumunu düzeltmek. (2) Bir konu üzerinde dikkatini yoğunlaştırmak. (3) Şişmanlamak.?Bizim oğlan kendini iyice toparladı, şimdi ev almayı düşünüyor.?
(1) (birine) dayı gibi davranmak. (2) argo gücüne güvenerek diklenmek, kabadayılık taslamak.
gerçeği göremez bir duruma düşmek, iyi ve yerinde düşünememek, doğru yolu görememek, alabileceği uygun önlemi alamamak.
mesleğinde kısa zamanda çok ilerleyen ya da kısa bir sürede çok varsıllaşan kimselerin bu durumlarını anlatmak için söylenir.
(1) Meydana gelmesinden hemen sonra. (2) Rast gele, sıradan. (3) Gerekli gereksiz, yerli yersiz, önemli önemsiz durumu gözetilmeden yapılan (iş) ya da söylenen (söz).
(1) hiç gizlemeden, açık olarak, korkusuzca, göz göre göre, saklı olmayarak, açıkça. örnek: Adam açıktan açığa bizi tehdit etti. (2) herkesin anlayabileceği bir yolda, çok açık olarak.
(1) (sebze, meyve, yemek için) çok taze, yeni toplanmış ya da yeni pişmiş. (2) mecaz (haber, söylenti vb. için) üzerinden çok zaman geçmemiş, henüz duyulmuş, çok yeni, çok taze.
Yayın Ağımız
Bu listede yer alan sitelerimiz günlük hayatınızda gerek eğitim, gerek iş, gerek eğlence ve gerekse alışveriş konusunda yardımcı olmak için uzman ekipler tarafından hazırlanmaktadır.Eğitim Sitelerimiz
Eğlence Sitelerimiz
Rehber Sitelerimiz
Diğer Sitelerimiz
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2025
Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.